4 Nisan 2011 Pazartesi

Before Sunrise - Before Sunset













Bu aralar, özellikle interrail ile ilgili yazılarda, blogun trafiği epey arttı.. Gerçekten çok seviniyorum böyle olmasına.. Kimsenin uğramadığı, kendi kendime takıldığım bir blog yazmak istemezdim şahsen..

Tabii bununla birlikte formspring hesabımda da hareketlenmeler var Interrail ile ilgili sorularda.. Şüphe yok ki bunun sebebi yaklaşan yaz :) Benim blog ve formspring trafiğinden anladığım kadarıyla Interrail planları yapılmaya başlanmış.. Bu trafiğin arttığını gördüğüm halde Interrail ile ilgili bir şeyler yazamıyor olmanın verdiği boşluk duygusunda savruluyordum :) Ta ki bu haftasonu 2 muhteşem film seyredene kadar.. 

Before Sunrise'da iki kahramanımız, yani kızımız ve oğlumuz, trende tanışıyorlar.. Kız bir çılgınlık yapıyor ve oğlumuzla Viyana'da sabahlamayı kabul ediyor.. Oğlumuzun sabah erkenden ülkesine giden uçağa binmesi gerekiyor.. Yani birbirlerini yaşamak için sadece bir geceleri var.. Sonra güneş doğunca... Puf! Masal bitecek..

Devam filmi Before Sunset'te ise, 9 yıl sonra yolları yeniden kesişiyor kızla oğlanın.. Yine oğlumuzun uçağa yetişmesi gerekiyor.. Bu sefer zaman daha da az, sadece 1.5 saatleri var.. Zaten film gerçek zamanlı.. 1.5 saatlik bir kesit, 1.5 saatte anlatılıyor.. Bu film ise kızın memleketi Paris'te..

Ben şahsen filmlerde abartı duygu sevmem.. Bu sebeple genelde aşk duygusunun insanın gözüne gözüne sokulduğu, o duygunun aşırı dozda verilip seyircinin kusturulduğu filmlerden nefret ederim.. Birçok insanın bayıldığı Issız Adam, Eternal Sunshine of the Spotless Mind gibi filmlere hep mesafeli durdum bu yüzden.. Aşkından yataklara düşen, uğuna uğuna ağlayan adamlar ve kadınlar.. Ziyadesiyle itici benim için.. Ama bu filmler öyle değil işte.. Filmdeki kahramanların birbirine duyduğu aşk o kadar masum ve sade işlenmiş ki, ben bile kayıtsız kalamayıp hayran oldum bu insanlara.. "Ne güzel filmdi" dedim kendi kendime ikisinin de sonunda..

O yüzdendir ki Interrail planlarının ciddiyet kazandığı şu günlerde bu filmleri şiddetle tavsiye ediyorum bu blogun okuyucularına.. Eğer görmediyseniz Interrail'den önce mutlaka görün bu filmleri.. Sizin de başınızdan geçmeyeceğini kim bilebilir? :)

Before Sunrise'dan bir sahne:


Before Sunset'ten bir sahne: