16 Ekim 2011 Pazar

Kış

Kış; en çok haksızlığa uğrayan mevsimdir..

En sevdiği mevsimin kış olduğunu söyleyen birilerini göremezsiniz pek.. İnsanların geneli ilkbaharı, yazı, olsa olsa sonbaharı severler.. Kışı seven olmaz pek.. Kış; mümkünse oldukça geç gelmesi, geldiği zaman da bir an önce gitmesi arzu edilen mevsimdir.. Sonbaharın bile bir nebze tahammül edilebilirliği vardır insanların gözünde, özellikle de pastırma yazını getirdiği zaman yanında..

Ama kışa şans tanımaz insanlar pek.. Kış insanlara ne yapsa yaranamaz.. Yağmur, kar olup yağdığı zaman felaketi olur insanların.. Yağmadığı zaman ayaz derler, 'yağsa yumuşar aslında' derler.. Yağdığı zamanı da yağmadığı zamanı da felaket haline getiren, insanların ta kendisidir aslında.. Kış kendi yolunda, kendi bildiği şekilde yürümektedir sadece.. Şehirleri daracık yolların üzerine kuranlar insanlardır mesela, sonra adım atmaları imkansız hale geldiğinde 'kış şartları' derler, kabak kışın başına patlar.. Dışarıda yağan yağmura, kara rağmen kendi yarattığı, paraya tapan tarz-ı hayat yüzünden dışarı çıkıp işlerinin peşinde koşmak zorunda kalan da insandır.. 'Benim, insanın yaşam şartları için pek de elverişli olmayan bu havada, dışarıda ne işim var' diye sormak yerine, havanın neden bu kadar soğuk olduğunu sorarlar.. Dışarısı büsbütün kış olduğunda evinde oturup keyif yapamamanın verdiği sıkıntıyı insan kendine doğurur aslında, kış kimseye keyifsizlik buyurmaz.. İnsan; kışın da, yazın olduğu gibi, kendi keyfini kendi elleriyle baltalar.. İnsanın kendine ve diğer insanlara çektirdiği zulmü, sıkıntıyı, keyifsizliği; değil mevsimler, afetler bile çektiremez insana.. İnsan karakteri, kendini daima bir günah keçisi aramaya şartlandırmıştır ve kışın, mevsimden daha iyi bir günah keçisi bulunamaz mevcut insan mantığında.. Kapkaranlık bir havada, sabahın köründe uyanmanın sebebi, insanın kendi kaygılarıdır.. Yine de suç eninde sonunda kışın üstüne kalır..

Ama yumuşak başlıdır kış, sesini çıkarmaz yapılan haksızlığa.. Sesini çıkarmak bir yana, keşfetmesini bilen için yazdan aşağı kalmaz ikisinin verdikleri keyifler kıyaslandığında.. Sıcak, bol tarçınlı bir salebin kışın kazandığı değer, diğer her içeceğin, her mevsimdeki değerinden çok daha fazladır.. Güneş altındaki bir odada haşat olmuş bir insanın kendini dışarıya atması onu çok rahatlatmaz yazın ama ayazı görmüş vücudun ateş başına geçmesi büyük bir hazdır.. En güzel manzara, beyazlar altındaki ormanlardır insanların çoğu için.. İnsanların, en çirkinini kurmak için birbiriyle yarıştığı şehirler bile kar altında güzeldirler.. Zevksizliğin örtüsüdür kış; gerekirse karla, kara ihtiyaç olmazsa bulutlarla, pusla.. İnsanlar aşkın mevsimi olarak ilkbaharı ilan etmişlerdir ama insanların başka insanlara en çok ihtiyaç duydukları ve birbirlerine en çok yaklaştıkları mevsim kıştır.. İnsanların, sevgililerini ısıttıkları mevsim, kıştır.. Boş sokaklarda yürümenin en çok keyif verdiği mevsim, kıştır.. Zaten yazın boş sokak bulabilmek nasip olmaz herkese.. İnsanın yaşadığını en çok hissettiği mevsim, kıştır.. Yaz gibi uyuşturmaz insanı, her an dinç tutar.. Soğuk çarpar insanın yüzüne, her çarpan dalgada nefesini göğsünde hissedersin, yaşadığına inanasın gelir..

Kış, diğer mevsimlerin yanında yalnızdır, dışlanmıştır.. Diğer mevsimler kadar çok hayranı yoktur.. Ama mağrurdur.. Huyunun soğukluğu, havasının soğukluğundan fazladır.. Çünkü kış; en çok haksızlığa uğrayan mevsimdir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder