19 Eylül 2010 Pazar

Bir şeylerden kaçana çelme takmak.. (Bölüm 4)

Uyarı! Önceki bölümleri okumadıysanız bu bölümü okumayın, lütfen önce ilk bölüme bakın..

Muhlis'in tek göz fakirhanesinde, loş ışığın altında oturuyorlardı sessizce.. Muhlis korkusundan tek kelime edemiyordu.. Yabancının lütuf gösterip olanları açıklığa kavuşturmasını bekliyordu sabırsızlıkla ve heyecanla.. Yabancı ise sanki inat eder gibiydi, Muhlis'in heyecanlandığını fark ettikçe daha çok ketumlaşıyordu.. İlginin kendisinde olduğunu görüp daha çok şımaran çocuklar gibiydi.. Yabancının uzun bir yolu koşarak geldiği belliydi, soğuk havaya rağmen terlemişti ve sert hırıltılar şeklinde nefes alıyordu.. Zaten odadaki sessizliği sadece bu hırıltılar bozuyordu.. Hırıltılar olmasa bir mezarlıktan farksız olurdu odanın içi..

Bir süre sonra yabancının hırıltıları yavaşladı, kendine geliyordu artık.. Fısıldayarak; "su" dedi.. Muhlis kalktı, etiketi dökülmüş, yamulmuş, çirkin görünümlü bir pet şişe ve bir bardak getirdi.. Yabancı, bardağa dönüp bakmadı, bütün suyu içti şişeden tek seferde.. Muhlis'in su getirmeden önce oturduğu koltuğu işaret etti gözleriyle.. Muhlis yerine geçti ve oturdu, yeniden yabancının ağzına bakmaya başladı, nefes almaktan başka bir işe yarayacaklar diye umarak.. "Kaçıyordun" diye söze girdi yabancı nihayet.. "Benden kaçıyordun, oysa ki ben sana bir iyilik yapmanın peşindeydim, korkman gereken ben değildim.. Senin için bir şeyler yaptım ama sen benden korktun, karşılığı bu olmamalıydı.." Muhlis, bir insanı öldürmenin kendisi için nasıl bir iyilik olduğuna anlam veremedi, cümlelerin devamını bekledi, hala tedirgindi.. "Eğer onu karanlığa gömmemi istemeseydin bana yardım etmezdin, sen yakaladın, ben bıçakladım.. Onu kendin öldürmeye cesaretin yoktu, hep başkalarının onu senin adına bitirmelerini istedin.. Cesur davranamadın.. En sonunda sana yardım ettim.. Ama sana yardım etmemi içten içe o kadar istemişsin ki onun ölümüne giden yolu sen açtın.. Onu tutup, bana teslim ettin.. Başardın sayılır aslında, en azından yakaladın onu, çoğu insan bunu da beceremez.. Ben kovalarım, ben yakalarım, ben bitiririm.. Benden kaçışını seyrederler uzaktan, müdahale etmezler.. Üstelik onları kurtardığım için bana teşekkür etmezler.. Çoğu zaman farkında bile olmazlar.. İlk defa kendi başlarına nefes aldıklarında anlarlar onlara nasıl bir iyilik yaptığımı, teşekkür etmezler yine de.. Onlar için çalıştığımı bilmezler çünkü.. Ama sen biliyorsun.. Senin için yaptığım fedakarlığı biliyorsun.. Artık özgürsün.."

Amele pazarına giden yolda belediye ekipleri iş üstündeydi.. Pazara varmalarına az bir vakit kalmıştı ki kamyoneti kullanan şoför çukuru fark etmedi.. Patlak lastiği olan eski model bir kamyonet ve bir kamyonet dolusu Muhlis yolun ortasında kalmışlardı..

Nokta

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder