3 Ekim 2010 Pazar

Soru

Beni şahsen tanıyanların iyi bildiği bir şey var; özel günlere çok önem veririm.. "Özel gün"den kastım anneler günü, babalar günü, dedeler günü değil.. Gerçekten "özel" günler, yani kişiye veya kişilere özel günler.. Örneğin; doğum günleri, yıldönümleri.. Çoğu yakın arkadaşımın, ailemdekilerin doğum günlerini, yıldönümlerini ajandaya ihtiyaç duymadan kutlayabiliyorum.. Bu bir..

Çok sevdiğim bir yazı var.. E-postalarda gönderilmekten artık epey meşhur oldu.. Ama tipik bir "fwd: oha çok komik!!!!1" yazısı değil.. Bence oldukça anlamlı.. Bir yerinde şöyle bir cümle geçiyor: "Understand that friends come and go, but with a precious few you should hold on." Yani; bil ki arkadaşlar gelir ve gider, ama değerli olanlarını saklaman gerekir.. Bu iki..

"Özel" gün kutlamalarında kıstas samimiyet oluyor bence.. Bir insanla ne kadar yakınsak, kutlama o kadar sıcak ve içten oluyor.. Hediye almak gibi maddi göstergelerden söz etmiyorum, ama kutlama tarzlarımız o insanla aramızda olan samimiyeti yansıtıyor.. Gerçekten yakın olduğun ve sevdiğin birinin "özel" gününü kutlamak için onun yanında olursun.. Yanında olman imkansızsa, telefon açıp sesini duymak istersin.. Eğer fazla samimiyetin yoksa veya artık kalmamışsa, diğer yöntemleri denersin.. Bazı arkadaşlar arasında, bu kutlama ritüelleri yıllar geçtikçe olumlu ya da olumsuz yönde evrilir.. Olumlu evrilenler, yılların getirdiği samimiyet sayesinde, iki elleri kanda olsa birbirlerinin yanında olurlar.. Olumsuz evrilenler de unuturlar ve zamanla unutulurlar.. Bu da üç..

Bu üç madde nerede kesişir? Sorum budur.. Süreniz başladı.. Takıldığınız yerleri asistan arkadaşlara sorabilirsiniz..

Not: Bu vesileyle, dün fiziken ya da mesajlarıyla yanımda olan herkese teşekkür etmek isterim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder